Nov. 21, 2020
1. Gökyüzündeki havai fişeklerin farklı renkleri herkesin ilgilisi çekti. The colors of the fireworks in the sky got everyones attention.
2. Okula gitmek için daha önce toplu taşıma sistemine bindim. İ once rode the public transit system to get to school.
3. Bilal'ın arkadaşının doğum gününün partisi parkta var, orada oyun alanında arkadaşlarla oynanacak.
4. Bilal'a oyun alanında oynarken dikkat ol söyledim. İ told Bilal to be careful while playing on the playground.
5. Emine, Bilal'i biraz sıkılmış görünüyor, onu oyun alanıya alalım. Emine, Bilal looks a little bored, let's take him to the park.
6. Mahallemizdeki oyun alanıyı eski püskü oldu. The playground in our neighborhood has become raggedy,old.
7. Neden dün bana bir şeyi yaz zahmet etmedin? Why didn't you bother to write me something yesterday?
8. Bana yardım etmeye zahmet ediyorsun, çok teşekkür ederim. You are going out of your way to help me, thank you.
9. İşime gitmek için toplu taşıma otobüsü binmem gerek. İ have to ride the public transportation bus to go to work.
10. Amerika'da bir arabaya ihtiyaç olacaksın çünkü şehrin çoğu çok kötü bir toplu taşıma sistemi var. İn America you will need a car because most of the cities have a bad public transportation system.
11. Bence Amerika'daki sadece büyük şehirlerinde iyi toplu taşımayı var. İn my opinion, i think there is only good public transportation in big cities in America.
12. Belediyemiz yeni bir oyun alanı inşa edecek. Our municipality will build a new playground.
13. Boş evimde sesimi yankılanıyor. My voice is echoing in my empty house.
14. Ben bağırırken, sesimi dağların içinden yankılandı. My voiced echoed throughout the mountains while i was yelling.
15. Ben sokakta yürürken, bütün mahallenin içinden birinin çığlığı yankılandı. While I was walking on the street, someone's scream echoed throughout the whole neighborhood.
16. Eve sapasağlam seni alacağım, merk etme. İ will take you home in perfect condition, don't worry.
17. Mağaradaki turist rehberin sesi yankılanıyor.
18. Çikolata pastaları bizim tarafımızdan satılacak. The chocolate cakes will be sold by us.
19. Her gün burası ekmek satılır. Bread is sold here everyday.
20. Sinemada yeni film gösterilecek. A new film will be shown at the cinema.
1. Gökyüzündeki havai fişeklerin farklı renkleri herkesin ilgilissini çekti.
2. Okula gitmek için daha önce toplu taşıma sistemine bindya binmiştim.
3. Bilal'ıin arkadaşının doğum gününün partisi parkta var, orada oyun alanında arkadaşlarıyla oynanacak.
4. Bilal'ae oyun alanında oynarken dikkatli olmasını söyledim.
olması -- isim fiil
5. Emine, Bilal'i biraz sıkılmış görünüyor, onu oyun alanıyna alalıgötürelim.
6. Mahallemizdeki oyun alanıyı eski püskü oldu harabeye döndü.
7. Neden dün bana bir şeyiler yazmaya zahmet etmedin?
yazmak-- isim fiil
8. Bana yardım etmeyedip zahmet ediyorsun, çok teşekkür ederim.
edip--zarf fiil
9. İşime gitmek için toplu taşıma otobüsüne binmem gerek.
gitmek-- isim fiil
Amerika'da bir arabaya ihtiyaçcın olacaksın, çünkü çoğu şehrin çoğu çok kötü bir toplu taşıma sistemi var.
Bence, Amerika'daki sadece büyük şehirlerinde iyidüzgün toplu taşımayı sistemi var.
Bence, Amerika'da sadece Amerika'nın büyük şehirlerinde düzgün toplu taşıma sistemi var.
Belediyemiz yeni bir oyun alanı inşa edecek.
Boş evimde sesimi yankılanıyor.
Ben bağırırken, sesimi dağların içindedan yankılandı.
Ben sokakta yürürken, bütün mahallenin içinden birinin çığlığı bütün mahalede yankılandı.
ESeni eve sapasağlam seni albırakacağım, merak etme.
Seni eve tek bir parça halinde bırakacağım, merak etme.
Mağaradaki turist rehberinin sesi yankılanıyor.
Çikolata pastaları bizim tarafımızdan satılacak.
Her gün burasıdan ekmek satılır.
Sinemada yeni bir film gösterilecek.
|
14. |
|
9. İşime gitmek için toplu taşıma otobüsü binmem gerek. 9. İşime gitmek için toplu taşıma otobüsüne binmem gerek. gitmek-- isim fiil |
|
Shortsentences24 |
|
1. Gökyüzündeki havai fişeklerin farklı renkleri herkesin ilgilisi çekti. 1. Gökyüzündeki havai fişeklerin farklı renkleri herkesin ilgi |
|
The colors of the fireworks in the sky got everyones attention. |
|
2. Okula gitmek için daha önce toplu taşıma sistemine bindim. 2. Okula gitmek için daha önce toplu taşıma |
|
İ once rode the public transit system to get to school. |
|
3. Bilal'ın arkadaşının doğum gününün partisi parkta var, orada oyun alanında arkadaşlarla oynanacak. 3. Bilal' |
|
4. Bilal'a oyun alanında oynarken dikkat ol söyledim. 4. Bilal' olması -- isim fiil |
|
İ told Bilal to be careful while playing on the playground. |
|
5. Emine, Bilal'i biraz sıkılmış görünüyor, onu oyun alanıya alalım. 5. Emine, Bilal'i biraz sıkılmış görünüyor, onu oyun alanı |
|
Emine, Bilal looks a little bored, let's take him to the park. |
|
6. Mahallemizdeki oyun alanıyı eski püskü oldu. 6. Mahallemizdeki oyun alanı |
|
The playground in our neighborhood has become raggedy,old. |
|
7. Neden dün bana bir şeyi yaz zahmet etmedin? 7. Neden dün bana bir şey yazmak-- isim fiil |
|
Why didn't you bother to write me something yesterday? |
|
8. Bana yardım etmeye zahmet ediyorsun, çok teşekkür ederim. 8. Bana yardım e edip--zarf fiil |
|
You are going out of your way to help me, thank you. |
|
İ have to ride the public transportation bus to go to work. |
|
10. |
|
Amerika'da bir arabaya ihtiyaç olacaksın çünkü şehrin çoğu çok kötü bir toplu taşıma sistemi var. Amerika'da bir arabaya ihtiya |
|
İn America you will need a car because most of the cities have a bad public transportation system. |
|
11. |
|
Bence Amerika'daki sadece büyük şehirlerinde iyi toplu taşımayı var. Bence, Amerika'da Bence, Amerika'da sadece Amerika'nın büyük şehirlerinde düzgün toplu taşıma sistemi var. |
|
İn my opinion, i think there is only good public transportation in big cities in America. |
|
12. |
|
Belediyemiz yeni bir oyun alanı inşa edecek. This sentence has been marked as perfect! |
|
Our municipality will build a new playground. |
|
13. |
|
Boş evimde sesimi yankılanıyor. Boş evimde sesim |
|
My voice is echoing in my empty house. |
|
Ben bağırırken, sesimi dağların içinden yankılandı. Ben bağırırken, sesimi dağlar |
|
My voiced echoed throughout the mountains while i was yelling. |
|
15. |
|
Ben sokakta yürürken, bütün mahallenin içinden birinin çığlığı yankılandı. Ben sokakta yürürken, |
|
While I was walking on the street, someone's scream echoed throughout the whole neighborhood. |
|
16. |
|
Eve sapasağlam seni alacağım, merk etme.
Seni eve tek bir parça halinde bırakacağım, merak etme. |
|
İ will take you home in perfect condition, don't worry. |
|
17. |
|
Mağaradaki turist rehberin sesi yankılanıyor. Mağaradaki turist rehberinin sesi yankılanıyor. |
|
18. |
|
Çikolata pastaları bizim tarafımızdan satılacak. This sentence has been marked as perfect! |
|
The chocolate cakes will be sold by us. |
|
19. |
|
Her gün burası ekmek satılır. Her gün bura |
|
Bread is sold here everyday. |
|
20. |
|
Sinemada yeni film gösterilecek. Sinemada yeni bir film gösterilecek. |
|
A new film will be shown at the cinema. |
You need LangCorrect Premium to access this feature.
Go Premium