animalceeg's avatar
animalceeg

March 25, 2024

0
Neden Türkçe?

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımı biraz tuhaf bir hikaye. Durum böyle:

Bir Türk arkadaşım var. Şu arkadaşımla bir süre sık sık takılıyorduk. Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatta vakit geçtik. Bir gün arkadaşım aile ziyaret etmeye için Türkiye'ye gitti. Genellikle Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl. Türkiye'de iki hafta geçti ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.

Yalnız hissediyordu çünkü ülkemizde çok az türk var. Türkçe onunla konuşacağı hiç kimse yoktu. Bu yüzden ben bir şeye fark ettim. Ben Türkçe ogrenirsam arkadaşımla konuşabilirdim. Benim için Türkçe öğrenmesi en çok sebeplerden biri bu.
Birlikte konuşması çok güzel olacağını düşünüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

türkçeturkish
Corrections

Neden Türkçe?

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımı biraz tuhaf bir hikaye.

Durum böyle: Bir Türk arkadaşım var.

ŞBu arkadaşımla bir süre sık sık takılıyorduk.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatta vakit geçtiriyorduk.

Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

Genellikle Türkiye'ye gidiyor her bir iki yılda bir.

Türkiye'de iki hafta geçtirdi ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.

Yalnız hissediyordu çünkü ülkemizde çok az türk var.

Türkçe onunlaOnunla Türkçe konuşacağık hiç kimse yoktu.

Bu yüzden ben bir şeye fark ettim.

Ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

Benim için Türkçe öğrenmesi en çoknin sebeplerden biri bu.

Birlikte konuşmanın çok güzel olacağını düşünüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Feedback

Güzel bir yazı olmuş tebrikler.

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımımamın nedeni biraz tuhaf bir hikayeye dayanıyor.

Durum böyle: ¶

Bir
Hikaye şöyle başlıyor: Benim Türk bir arkadaşım var ve bu arkadaşımla sürekli birlikte takılıyoruz.

Şu arkadaşımla bir süre sık sık takılıyorduk.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatt bazende dışarı çıkıp dışarda vakit geçtiriyorduk.

Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

Genellikle Türkiye'ye gidiyor her bir iki yılde her bir iki yılda Türkiye'ye gider.

Türkiye'de iki hafta geçti ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade ettkaldıktan sonra geri döndüğünde bana burada yalnız hissettiğini söyledi.

Yalnız hissediyordu çünkü ülkemizde çok az tTürk var.

Onun Türkçe onunla konuşacağıkonuşabileceği hiç kimse yoktu.

Bu yüzden ben bir şeye fark ettimVe benim aklıma bir fikir geldi.

BEğer ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

Benim için Türkçe öğrenmesimin en çobüyük sebeplerinden biri bu.

Birlikte konuşmasıOnunla birlikte sohbet etmenin çok güzel olacağını düşündüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Feedback

Arkadaşının yalnız hissettiğini ve onun için onun dilini öğrenmeye çalışman çok düşünceli bir davranış. Türkçe zor gelebilir ama öğrenmekten ve konuşmaktan çekinmeyin çünkü Türkler kendi dillerini öğrenmeye çalışan bir yabancı gördüklerinde çok sevinirler. Aksanınızı komik ve sevimli bulurlar. Umarım Türkçe dilini güzel bir şekilde öğrenip arkadaşınızla tatlı sohbetler edersiniz. İyi çalışmalar :)

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatta vakit geçtik.

OynuyorLARduk. Bu cümledeki lar çoğulluk eki. Biz demek için bunu eklemeden oynuyorDUK. demeli.

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımımam aslında biraz tuhaf bir hikaye.

Türkçe öğrenmeye başlamam aslında biraz tuhaf bir hikaye.

Durum böyle: ¶

Bir Türk
Kısaca, Türk bir arkadaşım var.

Kısaca, Türk bir arkadaşım var.

Şu arkadaşımla bir süre sık sık takılıOnunla sık sık takılıyorduk/vakit geçiriyorduk.

Onunla sık sık takılıyorduk/vakit geçiriyorduk.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayattaoyun oynayarak, bazen de yüz yüze vakit geçtiriyorduk.

Bazen internette oyun oynayarak, bazen de yüz yüze vakit geçiriyorduk.

Bir gün arkadaşım aile ziyaret etmeyei için Türkiye'ye gitti.

Bir gün arkadaşım aile ziyareti için Türkiye'ye gitti.

GenellikleBir ya da iki yılda bir Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl.

Bir ya da iki yılda bir Türkiye'ye gidiyor.

Türkiye'de iki hafta geçti vegeçirdiği iki haftanın ardından eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade dan bahsetti.

Türkiye'de geçirdiği iki haftanın ardından eve döndüğünde bana yalnızlığından bahsetti.

Yalnız hissediyordu çünkü üÜlkemizde çok az tTürk vaolduğu için yalnız hissediyor.

Ülkemizde çok az Türk olduğu için yalnız hissediyor.

Türkçe onunlaOnunla Türkçe konuşacağık hiç kimse yoktu.

Onunla Türkçe konuşacak hiç kimse yok.

Bu yüzden ben bir şeye fark ettimaklıma bir fikir geldi.

Bu yüzden aklıma bir fikir geldi.

BEğer ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

Eğer ben Türkçe öğrenirsem arkadaşımla konuşabilirdim.

Benim için Türkçe öğrenmesmdeki en çokönemli sebep bu. / Benim Türkçe öğrenmemdeki sebeplerden biren önemlisi bu.

Birlikte Türkçe konuşmamızın çok güzel olacağını düşündüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Feedback

Ne kadar süredir Türkçe öğreniyorsunuz bilmiyorum ama Türkçe bilginiz güzel bir seviyede, bazı ifade şekillerine ve kelimelere biraz daha çalışmanızı öneririm. Tebrikler! Başarılar.

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımı birazmamın tuhaf bir hikayesi var.

I perfectly got what you were saying but let's put it out into words like this to sound more natural

Durum böyle: ¶
Şöyle ki;¶

Bir Türk arkadaşım var.

again, to sound more natural

ŞBu arkadaşımla bir süre sıkoldukça sık takılıyorduk.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk, bazen de gerçek hayatta vakit geçtiriyorduk.

Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

both etme'ye' and 'için' indicates the same meaning, it is enough to use only one

Genellikle birkaç yılda bir Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl.

Türkiye'de iki hafta geçtirdi ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.

Yalnız hissediyordu çünkü ülkemizde çok az tTürk var.

Türkçe konunlaşacağı hiç kimse yoktu. / Onunla Türkçe konuşacağık hiç kimse yoktu.

tomato tomato

Bu yüzden ben bir şeye fark ettim.

etti'm' already includes the subject so we don't need to use it extra

BEğer ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

If you want to emphasize "ben" it is better this way - otherwise you could just say "Türkçe öğrenirsem arkadaşımla konuşabilirdim."

Benim için Türkçe öğrenmesinin en çobüyük sebeplerinden biri bu.

Birlikte konuşmanın çok güzel olacağını düşünüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Feedback

It's almost perfect! Harika gidiyorsun! Çalışmaya devam et!

Neden Türkçe?

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımın biraz tuhafilginç bir hikayesi var.

"Tuhaf" can be used. But I think "ilginç" sounds more natural.

Durum böyle: Bir Türk arkadaşım var.

ŞBu arkadaşımla bir süredir sık sık takılıyorduk.

"bir süredir" means "for a while"

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatta vakit geçtirdik.

Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

Another option: "Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeye Türkiye'ye gitti."

Genellikle her iki yılda bir Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl.

Türkiye'de iki hafta geçtirdi ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.

Kendisini Yalnız hissediyordu çünkü ülkemizde çok az tTürk var.

Türkçe onunlaOnunla Türkçe konuşacağı hiç kimse yoktu.

Bu yüzden ben bir şeye fark ettim.

Ben Türkçe ogrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

Benim için Türkçe öğrenmesimin en çokönemli sebeplerinden biri bu.

Birlikte konuşması çok güzel olacağını düşünüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Feedback

Pretty good. I am sure you will be much better :)

Neden Türkçe?

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımıma sebebim biraz tuhafgarip bir hikaye.

tuhaf kelimesi burda kullanılmaz

ŞBu arkadaşımla bir süre sık sık takılıyorduk.

bu cümlede bu kullanmak daha doğru

Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

Genellikle yılda bir iki kere Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl.

Türkiye'de iki hafta geçtikaldı ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.ne kadar yalnız olduğunu anlattı

Türkçe onunlaonunla türkçe konuşacağık hiç kimse yoktu.

Ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

Benim için Türkçe öğrenmesi en çok sebeplerimden biri bu.

Birlikte türkçe konuşmanın çok güzel olacağını düşünüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Feedback

türkçe konuşmak başlamak için bence yeterli bir yazı. dafa fazla yazmanı tavsiye ederim. yazdıkça daha güzel konuşacaksın

bedirhan's avatar
bedirhan

March 28, 2024

0

çalışmayı bırakma

Yalnız hissediyordu çünkü ülkemizde çok az türk var.


Kendisini Yalnız hissediyordu çünkü ülkemizde çok az tTürk var.

Yalnız hissediyordu çünkü ülkemizde çok az tTürk var.

Yalnız hissediyordu çünkü üÜlkemizde çok az tTürk vaolduğu için yalnız hissediyor.

Ülkemizde çok az Türk olduğu için yalnız hissediyor.

Yalnız hissediyordu çünkü ülkemizde çok az tTürk var.

This sentence has been marked as perfect!

Türkçe onunla konuşacağı hiç kimse yoktu.


Türkçe onunlaonunla türkçe konuşacağık hiç kimse yoktu.

Türkçe onunlaOnunla Türkçe konuşacağı hiç kimse yoktu.

Türkçe konunlaşacağı hiç kimse yoktu. / Onunla Türkçe konuşacağık hiç kimse yoktu.

tomato tomato

Türkçe onunlaOnunla Türkçe konuşacağık hiç kimse yoktu.

Onunla Türkçe konuşacak hiç kimse yok.

Onun Türkçe onunla konuşacağıkonuşabileceği hiç kimse yoktu.

Türkçe onunlaOnunla Türkçe konuşacağık hiç kimse yoktu.

Bu yüzden ben bir şeye fark ettim.


Bu yüzden ben bir şeye fark ettim.

Bu yüzden ben bir şeye fark ettim.

etti'm' already includes the subject so we don't need to use it extra

Bu yüzden ben bir şeye fark ettimaklıma bir fikir geldi.

Bu yüzden aklıma bir fikir geldi.

Bu yüzden ben bir şeye fark ettimVe benim aklıma bir fikir geldi.

Bu yüzden ben bir şeye fark ettim.

Ben Türkçe ogrenirsam arkadaşımla konuşabilirdim.


Ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

Ben Türkçe ogrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

BEğer ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

If you want to emphasize "ben" it is better this way - otherwise you could just say "Türkçe öğrenirsem arkadaşımla konuşabilirdim."

BEğer ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

Eğer ben Türkçe öğrenirsem arkadaşımla konuşabilirdim.

BEğer ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

Ben Türkçe ogöğrenirsaem arkadaşımla konuşabilirdim.

Benim için Türkçe öğrenmesi en çok sebeplerden biri bu.


Benim için Türkçe öğrenmesi en çok sebeplerimden biri bu.

Benim için Türkçe öğrenmesimin en çokönemli sebeplerinden biri bu.

Benim için Türkçe öğrenmesinin en çobüyük sebeplerinden biri bu.

Benim için Türkçe öğrenmesmdeki en çokönemli sebep bu. / Benim Türkçe öğrenmemdeki sebeplerden biren önemlisi bu.

Benim için Türkçe öğrenmesimin en çobüyük sebeplerinden biri bu.

Benim için Türkçe öğrenmesi en çoknin sebeplerden biri bu.

Birlikte konuşması çok güzel olacağını düşünüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.


Birlikte türkçe konuşmanın çok güzel olacağını düşünüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

This sentence has been marked as perfect!

Birlikte konuşmanın çok güzel olacağını düşünüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Birlikte Türkçe konuşmamızın çok güzel olacağını düşündüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Birlikte konuşmasıOnunla birlikte sohbet etmenin çok güzel olacağını düşündüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Birlikte konuşmanın çok güzel olacağını düşünüyordum ve Türkçe öğrenmeye başladım.

Neden Türkçe?


This sentence has been marked as perfect!

This sentence has been marked as perfect!

This sentence has been marked as perfect!

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımı biraz tuhaf bir hikaye.


Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımıma sebebim biraz tuhafgarip bir hikaye.

tuhaf kelimesi burda kullanılmaz

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımın biraz tuhafilginç bir hikayesi var.

"Tuhaf" can be used. But I think "ilginç" sounds more natural.

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımı birazmamın tuhaf bir hikayesi var.

I perfectly got what you were saying but let's put it out into words like this to sound more natural

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımımam aslında biraz tuhaf bir hikaye.

Türkçe öğrenmeye başlamam aslında biraz tuhaf bir hikaye.

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımımamın nedeni biraz tuhaf bir hikayeye dayanıyor.

Benim neden Türkçe öğrenmeye başladığımı biraz tuhaf bir hikaye.

Durum böyle: Bir Türk arkadaşım var.


This sentence has been marked as perfect!

Durum böyle: ¶
Şöyle ki;¶

Bir Türk arkadaşım var.

again, to sound more natural

Durum böyle: ¶

Bir Türk
Kısaca, Türk bir arkadaşım var.

Kısaca, Türk bir arkadaşım var.

Durum böyle: ¶

Bir
Hikaye şöyle başlıyor: Benim Türk bir arkadaşım var ve bu arkadaşımla sürekli birlikte takılıyoruz.

This sentence has been marked as perfect!

Şu arkadaşımla bir süre sık sık takılıyorduk.


ŞBu arkadaşımla bir süre sık sık takılıyorduk.

bu cümlede bu kullanmak daha doğru

ŞBu arkadaşımla bir süredir sık sık takılıyorduk.

"bir süredir" means "for a while"

ŞBu arkadaşımla bir süre sıkoldukça sık takılıyorduk.

Şu arkadaşımla bir süre sık sık takılıOnunla sık sık takılıyorduk/vakit geçiriyorduk.

Onunla sık sık takılıyorduk/vakit geçiriyorduk.

Şu arkadaşımla bir süre sık sık takılıyorduk.

ŞBu arkadaşımla bir süre sık sık takılıyorduk.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatta vakit geçtik.


Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatta vakit geçtirdik.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk, bazen de gerçek hayatta vakit geçtiriyorduk.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayattaoyun oynayarak, bazen de yüz yüze vakit geçtiriyorduk.

Bazen internette oyun oynayarak, bazen de yüz yüze vakit geçiriyorduk.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatta vakit geçtik.

OynuyorLARduk. Bu cümledeki lar çoğulluk eki. Biz demek için bunu eklemeden oynuyorDUK. demeli.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatt bazende dışarı çıkıp dışarda vakit geçtiriyorduk.

Bazen internette birlikte oyun oynuyorlarduk bazen gerçek hayatta vakit geçtiriyorduk.

Bir gün arkadaşım aile ziyaret etmeye için Türkiye'ye gitti.


Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

Another option: "Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeye Türkiye'ye gitti."

Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

both etme'ye' and 'için' indicates the same meaning, it is enough to use only one

Bir gün arkadaşım aile ziyaret etmeyei için Türkiye'ye gitti.

Bir gün arkadaşım aile ziyareti için Türkiye'ye gitti.

Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

Bir gün arkadaşım ailesini ziyaret etmeyek için Türkiye'ye gitti.

Genellikle Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl.


Genellikle yılda bir iki kere Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl.

Genellikle her iki yılda bir Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl.

Genellikle birkaç yılda bir Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl.

GenellikleBir ya da iki yılda bir Türkiye'ye gidiyor her bir iki yıl.

Bir ya da iki yılda bir Türkiye'ye gidiyor.

Genellikle Türkiye'ye gidiyor her bir iki yılde her bir iki yılda Türkiye'ye gider.

Genellikle Türkiye'ye gidiyor her bir iki yılda bir.

Türkiye'de iki hafta geçti ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.


Türkiye'de iki hafta geçtikaldı ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.ne kadar yalnız olduğunu anlattı

Türkiye'de iki hafta geçtirdi ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.

Türkiye'de iki hafta geçtirdi ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.

Türkiye'de iki hafta geçti vegeçirdiği iki haftanın ardından eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade dan bahsetti.

Türkiye'de geçirdiği iki haftanın ardından eve döndüğünde bana yalnızlığından bahsetti.

Türkiye'de iki hafta geçti ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade ettkaldıktan sonra geri döndüğünde bana burada yalnız hissettiğini söyledi.

Türkiye'de iki hafta geçtirdi ve eve döndüğünde bana yalnızlığını ifade etti.

You need LangCorrect Premium to access this feature.

Go Premium