KaragAlex's avatar
KaragAlex

March 4, 2024

0
"Metromuz nerede?"

Yaklaşık iki hafta önce, bir arkadaşımla sinemaya gidip, "The Bricklayer" adlı bir filmi seyrettik. Tipik bir aksiyon filmiymiş, ama seyretmek istediğimiz sebebimiz vardı. Bu film Yunanistan'da, Selanik şehrinde çekilendi. Ve biz, üç yıl önce Selanik'e tatile gittiğimizde gördüğümüz yerler Amerikan bir filmin merceğinin içerinden nasıl görünürdü merak ediyorduk.

Bir sahnede büyük bir kamyon şehrin manzarasını olan kafeye çarptı. O kafe bana biraz tanıdık geldi.
"Ey, kahve içtiğimiz yer orada!", dedim arkadaşıma.
"Bir dahaki sefer kahve için başka bir yer bulmak zorunda olacağız", yanıtladı bana.
Ekranda hatıraların ve kartpostalların raflarının, masaların ve sandalyelerin paramparça olduğunu gördüm. Selanik'e gittiğimiz zaman o karpostallardan bazılarını aldığımı bile hatırladım. Eğer bir daha şehre ziyaret etsek o kafenin yerinde ne bulurduk merak ettim.

Başka bir sahnede, iki baş kahramanı bir yere gitmek için metroya binmişler. Ama gerçekte Selanik'te metro yok! Daha da garip bir şekilde, Selanik metroyu uzun ve ağrıtan bir hikayesi var. Yaklaşık otuz yıldır metronun işleri başlayıp duruyor, ve Selanikliler metroyu beklerler ve metroyu görmezler. Nasıl onlar filme tepki verdiler merak ediyorum. Belki birisi onlarla dalga geçmiş gibi hissetmişler. Belki de, metronun tamamlanması için umutları yine de artmış, bilmiyorum.

Her neyse, film çok eğlenceliydi.


Πριν περίπου δύο εβδομάδες, πήγαμε με έναν φίλο μου στο σινεμά για να δούμε ένα έργο με τίτλο «The Bricklayer». Ήταν μια συνηθισμένη ταινία δράσης, αλλά είχαμε λόγο που θέλαμε να το δούμε. Αυτό το έργο γυρίστηκε στην Ελλάδα, στην πόλη της Θεσσαλονίκης. Και εμείς ήμασταν περίεργοι να δούμε πώς θα φαίνονταν μέσα από τον φακό της Αμερικάνικης ταινίας τα μέρη που είχαμε δει όταν είχαμε πάει εκεί για διακοπές πριν τρία χρόνια.

Σε κάποια σκηνή ένα μεγάλο φορτηγό πέφτει πάνω σε μια καφετέρια με θέα στην πόλη. Η καφετέρια μου φάνηκε κάπως γνωστή.
«Βρε, εκεί είχαμε πιει καφέ!», είπα στον φίλο μου.
«Την επόμενη φορά που θα πάμε θα πρέπει να βρούμε άλλη καφετέρια», μου απάντησε.
Είδα στην οθόνη τα ράφια με τα σουβενίρ και τις καρτποστάλ, τις καρέκλες και τα τραπέζια να γίνονται χίλια κομμάτια. Θυμήθηκα μέχρι και ότι είχα πάρει μερικές από εκείνες τις καρτποστάλ όταν είχαμε πάει Θεσσαλονίκη. Αναρωτήθηκα τι θα βρίσκαμε στη θέση εκείνης της καφετέριας την επόμενη φορά που θα πηγαίναμε.

Σε κάποια άλλη σκηνή, οι δύο πρωταγωνιστές παίρνουν το μετρό για να πάνε κάπου. Αλλά στην πραγματικότητα η Θεσσαλονίκη δεν έχει μετρό! Κατά ακόμα πιο περίεργο τρόπο, το μετρό της Θεσσαλονίκης έχει μια μακριά και πονεμένη ιστορία. Για περίπου τριάντα χρόνια οι εργασίες ξεκινάνε και σταματάνε, και οι Θεσσαλονικής μετρό περιμένουν και μετρό δε βλέπουν. Αναρωτήθηκα πώς να αντέδρασαν με την ταινία. Μάλλον θα ένιωσαν ότι κάποιος τους κάνει πλάκα. Μπορεί πάλι, να αναπτερώθηκαν οι ελπίδες τους για την ολοκλήρωση του μετρό, δεν ξέρω.

Πάντως η ταινία ήταν πολύ διασκεδαστική.

----------------

About two weeks ago, I went to the cinema with a friend to see a movie titled "The Bricklayer". It looked like a commonplace action movie, but we had a reason for wanting to watch it. The movie was shot in the city of Thessaloniki, in Greece. We were curious to see how all those places we saw when we went to Thessaloniki for a holiday would look through an American film's lens.

At a certain scene, a big truck rammed onto a café with a view of the city. The café looked somewhat familiar.
"That's where we went for coffee!" I told my friend.
"Well, next time we'll have to find another café", he replied to me.
I saw on the screen all the shelves with the souvenirs and postcards, the chairs and tables being crushed into pieces. I even remembered that I had bought some of those postcards when we had been to Thessaloniki. I wondered what we'd find in the place of that café the next time we'd visit the city.

During another scene, the two protagonists board the subway to go somewhere. But in reality, there is no subway in Thessaloniki! In an even weirder way, the Thessaloniki subway has a long and painful story. For almost thirty years, construction work for the subway start and stop, and the residents of Thessaloniki keep waiting for a subway they still haven't seen. I wondered how they reacted to the movie. Maybe they felt as if someone's cracking a joke with them. Then again, maybe they got back their hopes for the completion of the subway, I am not sure.

The movie was quite fun.

Corrections

Tipik bir aksiyon filmiymiş, ama seyretmek istediğimiz sebebimiz vardı.

Tipik bir aksiyon filmiymiş ama bu filmi seyretmek istememizin bir sebebi vardı.

Bu film Yunanistan'da, Selanik şehrinde çekilendi.

"Bir dahaki sefer kahve için başka bir yer bulmak zorunda olacağız", yanıtladı bana. dedi

Ekranda hatıraların ve kartpostalların, raflarının, masaların ve sandalyelerin paramparça olduğunu gördüm.

Başka bir sahnede, iki başana kahramanı bir yere gitmek için metroya binmişler.

Yaklaşık otuz yıldır metronun işleri başlayıp duruyor, ve Selanikliler metroyu beklerler ve metroyu görmezler.

"ve" kelimesinden önce virgül (,) kullanılmaz. Cümle direkt bağlanır.

Nasıl onlar filmeOnlar(Selanikliler) filme nasıl tepki verdiler merak ediyorum.

özne(subject) başa gelir

Belki birisi onlarlaKendileriyle dalga geçilmiş gibi hissetmişlerdir.

Belki de, metronun tamamlanması için umutları yine de artmış olabilir, bilmiyorum.

Feedback

Küçük bir kaç hata dışında çok başarılı:)

KaragAlex's avatar
KaragAlex

March 17, 2024

0

Düzeltme için çok teşekkür ederim, Anil!

"Metromuz nerede?"

Yaklaşık iki hafta önce, bir arkadaşımla sinemaya gidip, "The Bricklayer" adlı bir filmi seyrettik.

Tipik bir aksiyon filmiymiş, ama seyretmek istediğimemizin sebebimiz vardı.

Bu film Yunanistan'da, Selanik şehrinde çekilendi.

Ve biz, üç yıl önce Selanik'e tatile gittiğimizde gördüğümüz yerler Amerikan bir filmin merceğinin içerinden nasıl görünürddüğünü merak ediyorduk.

Bir sahnede büyük bir kamyon şehrin manzarasını olan kafeye çarptı.

Your sentence is correct. This is another alternative; "Bir sahnede büyük bir kamyon şehre manzarası olan kafeye çarptı."

O kafe bana biraz tanıdık geldi.

"Ey, kahve içtiğimiz yer orada!

", dedim arkadaşıma.

"Bir dahaki sefer kahve için başka bir yer bulmak zorunda olacağız", yanıtladıdedi bana.

Ekranda hatıraların ve kartpostalların raflarının, masaların ve sandalyelerin paramparça olduğunu gördüm.

Selanik'e gittiğimiz zaman o karpostallardan bazılarını aldığımı bile hatırladım.

Eğer bir daha, şehrei ziyaret etdersek o kafenin yerinde ne bulurdukacağımız merak ettderim.

Başka bir sahnede, iki başrol kahramanı bir yere gitmek için metroya binmişler.

Ama gerçekte Selanik'te metro yok!

Daha da garip bir şekilde, Selanik metroyusunun uzun ve ağrıtansancılı bir hikayesi var.

Yaklaşık otuz yıldır metronun işleri başlayıp duruyor, ve Selanikliler metroyu beklerler ve metroyu görmezler.

This sounds more natural; "Yaklaşık otuz yıldır metro inşaat işleri başlayıp duruyor, ve Selanikliler metroyu biteceği zamanı beklerler."

Nasıl onlar filme nasıl tepki verdiler merak ediyorum.

Belki birisi onlarla dalga geçmiş gibi hissetmişler.

Belki de, metronun tamamlanması için umutları yine de artmış, bilmiyorum.

Her neyse, film çok eğlenceliydi.

Feedback

Almost perfect!
Çok iyi iş çıkartmışsın.

KaragAlex's avatar
KaragAlex

March 5, 2024

0

Düzeltme için çok teşekkür ederim, Serhan! : )

Sorry, I have a question about an alternative you gave:
> [..] metro inşaat işleri başlayıp duruyor, Selanikliler metroyu biteceği zamanı beklerler.
Shouldn't this be "[..] Selanikliler metronun biteceği zamani beklerler" ?

serhan's avatar
serhan

March 6, 2024

0

You are right! I overlooked that word.
You see even Turks cannot speak Turkish perfectly :))

KaragAlex's avatar
KaragAlex

March 7, 2024

0

Merak etme. Anadiliyle herkesin başına gelir.^^
Sadece emin olmak istedim, çünkü hala soneklerle hatalar yapıyorum. : )

"Metromuz nerede?"


This sentence has been marked as perfect!

Yaklaşık iki hafta önce, bir arkadaşımla sinemaya gidip, "The Bricklayer" adlı bir filmi seyrettik.


This sentence has been marked as perfect!

Tipik bir aksiyon filmiymiş, ama seyretmek istediğimiz sebebimiz vardı.


Tipik bir aksiyon filmiymiş, ama seyretmek istediğimemizin sebebimiz vardı.

Tipik bir aksiyon filmiymiş, ama seyretmek istediğimiz sebebimiz vardı.

Tipik bir aksiyon filmiymiş ama bu filmi seyretmek istememizin bir sebebi vardı.

Bu film Yunanistan'da, Selanik şehrinde çekilendi.


Bu film Yunanistan'da, Selanik şehrinde çekilendi.

Bu film Yunanistan'da, Selanik şehrinde çekilendi.

Ve biz, üç yıl önce Selanik'e tatile gittiğimizde gördüğümüz yerler Amerikan bir filmin merceğinin içerinden nasıl görünürdü merak ediyorduk.


Ve biz, üç yıl önce Selanik'e tatile gittiğimizde gördüğümüz yerler Amerikan bir filmin merceğinin içerinden nasıl görünürddüğünü merak ediyorduk.

Bir sahnede büyük bir kamyon şehrin manzarasını olan kafeye çarptı.


Bir sahnede büyük bir kamyon şehrin manzarasını olan kafeye çarptı.

Your sentence is correct. This is another alternative; "Bir sahnede büyük bir kamyon şehre manzarası olan kafeye çarptı."

O kafe bana biraz tanıdık geldi.


This sentence has been marked as perfect!

"Ey, kahve içtiğimiz yer orada!


This sentence has been marked as perfect!

", dedim arkadaşıma.


This sentence has been marked as perfect!

"Bir dahaki sefer kahve için başka bir yer bulmak zorunda olacağız", yanıtladı bana.


"Bir dahaki sefer kahve için başka bir yer bulmak zorunda olacağız", yanıtladıdedi bana.

"Bir dahaki sefer kahve için başka bir yer bulmak zorunda olacağız", yanıtladı bana. dedi

Ekranda hatıraların ve kartpostalların raflarının, masaların ve sandalyelerin paramparça olduğunu gördüm.


This sentence has been marked as perfect!

Ekranda hatıraların ve kartpostalların, raflarının, masaların ve sandalyelerin paramparça olduğunu gördüm.

Selanik'e gittiğimiz zaman o karpostallardan bazılarını aldığımı bile hatırladım.


This sentence has been marked as perfect!

Eğer bir daha şehre ziyaret etsek o kafenin yerinde ne bulurduk merak ettim.


Eğer bir daha, şehrei ziyaret etdersek o kafenin yerinde ne bulurdukacağımız merak ettderim.

Başka bir sahnede, iki baş kahramanı bir yere gitmek için metroya binmişler.


Başka bir sahnede, iki başrol kahramanı bir yere gitmek için metroya binmişler.

Başka bir sahnede, iki başana kahramanı bir yere gitmek için metroya binmişler.

Ama gerçekte Selanik'te metro yok!


This sentence has been marked as perfect!

Daha da garip bir şekilde, Selanik metroyu uzun ve ağrıtan bir hikayesi var.


Daha da garip bir şekilde, Selanik metroyusunun uzun ve ağrıtansancılı bir hikayesi var.

Yaklaşık otuz yıldır metronun işleri başlayıp duruyor, ve Selanikliler metroyu beklerler ve metroyu görmezler.


Yaklaşık otuz yıldır metronun işleri başlayıp duruyor, ve Selanikliler metroyu beklerler ve metroyu görmezler.

This sounds more natural; "Yaklaşık otuz yıldır metro inşaat işleri başlayıp duruyor, ve Selanikliler metroyu biteceği zamanı beklerler."

Yaklaşık otuz yıldır metronun işleri başlayıp duruyor, ve Selanikliler metroyu beklerler ve metroyu görmezler.

"ve" kelimesinden önce virgül (,) kullanılmaz. Cümle direkt bağlanır.

Nasıl onlar filme tepki verdiler merak ediyorum.


Nasıl onlar filme nasıl tepki verdiler merak ediyorum.

Nasıl onlar filmeOnlar(Selanikliler) filme nasıl tepki verdiler merak ediyorum.

özne(subject) başa gelir

Belki birisi onlarla dalga geçmiş gibi hissetmişler.


This sentence has been marked as perfect!

Belki birisi onlarlaKendileriyle dalga geçilmiş gibi hissetmişlerdir.

Belki de, metronun tamamlanması için umutları yine de artmış, bilmiyorum.


This sentence has been marked as perfect!

Belki de, metronun tamamlanması için umutları yine de artmış olabilir, bilmiyorum.

Her neyse, film çok eğlenceliydi.


This sentence has been marked as perfect!

You need LangCorrect Premium to access this feature.

Go Premium