Black Dog in Dreams

The image of the black dog in psychoanalytic dream interpretation, not only stay with representing fear and melancholy; at the same time evaluated as symbolic expression of repressed, pushed into the unconscious or dark sides of person cant identify with his personality.
When we look at the Freudian perspective , this figure may be the replaced reflection of unresolved traumas, desires supressed by social pressures or the internal conflicts threatening to be accepted at the conscious level and in the dream scene shows itself in the symbolic disguise to prevent unconscious content to surface.
On the other way in Jungian theory, black dog often represents shadow archetype; so it is sum of the aspects excluded from acceptance in ones own self, primal instincts, moral ambiguity or wounded emotions in the past and to encounter with this figure not only means internal tension at the same time it can be assessible as opportunity for process of individuality.

Psikanalitik rüya yorumunda siyah bir köpeğin imgesi, yüzeyde yalnızca korkuyu veya melankoliyi temsil etmekle kalmaz; aynı zamanda bastırılmış, bilinçdışına itilmiş ya da kişinin benliğiyle özdeşleştiremediği karanlık yönlerin sembolik bir dışavurumu olarak değerlendirilir.

Freudyen bakış açısından bakıldığında, bu figür, çözülmemiş travmaların, toplumsal baskılarla bastırılmış arzuların ya da bilinç düzeyinde kabul edilmesi tehdit edici bulunan içsel çatışmaların yer değiştirmiş bir yansıması olabilir ve rüya sahnesinde, bilinçdışı içeriğin doğrudan yüzeye çıkmasına engel olmak adına sembolik bir kılığa bürünerek kendini gösterir.

Öte yandan Jungçu kuramda, siyah köpek sıklıkla “Gölge” arketipini temsil eder; yani kişinin benliğinde kabul görmekten dışlanmış, ilkel içgüdülerle, ahlaki belirsizliklerle ya da geçmişte yara almış duygularla ilişkilendirilen yönlerin bir bütünüdür ve bu figürle karşılaşmak, yalnızca içsel bir gerilim anlamına gelmez, aynı zamanda bireyselleşme süreci için bir fırsat olarak da değerlendirilmelidir.